Ortak Sorun Kamu Alımlarında Yabancı Ürünlerin Tercihi

DÜNYA ve ASO Yuvarlak Masa toplantısında bir araya gelen asansör ve iklimlendirme firmaları temsilcileri, kamu alımlarında yabancı ürünlerin tercih edilmesinin her iki sektörün ortak sorunu olduğunu dile getirdiler.
Ankara Sanayi Odası (ASO) ve DÜNYA Yuvarlak Masa toplantısında ASO’nun 23 Numaralı Isıtma ve İklimlendirme Cihazları Sanayi ve 27 Numaralı Asansör Sanayi komiteleri bir araya geldi. Genel olarak her iki sektör de kamu alımlarında yabancı ürünlerin tercih edilmesinin zarar verdiği görüşünde birleşti. Sektörler, bir yandan yerli üretimin teşvik edilmesini, buna bağlı olarak da başta kamu olmak üzere alımlarda yerli üretimin tercih edilmesi gerektiği görüşünü savundular. Asansör sanayi temsilcileri, yabancı asansörcülerin yerli üreticileri bitireceği görüşünü öne sürerken, iklimlendirmeciler ÖTV sorunun çözülmesini istediler
Elco Elevator Elektronik Genel Müdürü Gürhan Cihaner; Yerlilik ve millilik bizim sektörde yok
ASO Asansör Komitesi Başkanı ve Ankara Asansörcüler Derneği Başkanı olan Elco Elevator Elektronik Genel Müdürü Gürhan Cihaner, herkes için can güvenliği anlamına gelen bir alanda mal ve hizmet ürettiklerini anlatarak, sektörün risk ve maliyetlerinin önemine değindi. Meslek liselerinde ve üniversitelerde asansör sektörüyle ilgili eğitimlerin olması gerektiğine işaret eden Cihaner, “İşimiz gereği bizim her zaman nitelikli elemana ihtiyacımız var. İşimiz çok ağır sorumluluk istiyor. Çünkü her insanın yaşamına dokunuyoruz” dedi. Yabancı firmaların kalitesinde üretim yaptıklarına değinen Cihaner, şöyle devam etti:
“Bize bir tesis verin, serbest bırakın. Ben iddia ediyorum ki herhangi bir firmamız çok uluslu markalar kalitesinde, hatta daha iyi üretim yapabilir. Son dönemde her alanda konuşulan ‘yerlilik ve millilik’ bizim sektörümüzde ne yazık ki hiç hissedilmiyor. Hatta öyle ki yabancı firmalar, sermaye yapılarından kaynaklı birçok avantaja da sahipler. Gümrük avantajları var, asansöre ait ürünlerin tamamı Türkiye’de üretiliyor. Bunun yerine toplu konutlarda ve kamu alımlarında mutlaka yerli asansörler tercih edilmeli. Ancak bu durumda sektör gelişebilir, yerli ve millileşebilir. Üstelik dünya çapında marka çıkarmamızın yolu da buradan geçiyor. Kaldı ki Ankara Bilim Sanayi İl Müdürlüğü ANASDER ve OSTİM OSB ile kümelenme çalışması başlattı. Dolayısıyla tamamen yerli ve milli bir asansör markası için mutlaka devletin desteğine gereksinim var. Bizler dünya kalitesinde üretime hazırız.”
Kazaların çoğunun nedeni paniğe kapılan insanlar
Çok uluslu şirketlerin Türkiye’de hiçbir şey üretmediği için yerli sanayiye katkı sağlayamadıklarına vurgu yapan Cihaner, “Bu şirketlerin önemli bir kısmının ülkemizde fabrikası yok. Bu firmalar paket asansör adı altında cıvatayı bile yurtdışından getiriyor. İnşaat sektörüne baktığımız zaman ise asansör firmasını hiçbir sorumluluk üstlenmeyen müteahhit seçiyor” dedi. Asansör sektöründe merdiven altı firma sayısının çok az olduğunu anlatan Cihaner, hiçbir sektörde olmadığı kadar belge zorunluluğunun bulunduğunu kaydederek, “Bence sektörün acilen bir kamu spotuna ihtiyacı var. Toplumun asansör konusunda bilinçlendirilmesi lazım. Kazaların çoğu duran asansörde paniğe kapılan insanlardan kaynaklanıyor. Bu nedenle kamu spotuyla kullanıcıların bilgilendirilmesi gerekiyor” açıklamasını yaptı.
Gentur Asansör Firma sahibi Turgay Turhan; Yerli markalar rekabette zorlanıyor
Asansör sektörünün zor olduğu kadar kolay ve keyifli yanının da bulunduğunu söyleyen Gentur Asansör firma sahibi Turgay Turhan, sektörün yaşadığı ortak sorunu yabancı markaların tercih edilmesi şeklinde açıkladı. Yabancı firmaların çoğunun malzemelerinin tamamını Çin’den getirdiklerine dikkat çeken Turhan, “Dolayısıyla burada sadece montaj işi yapılıyor. Oysa yerli markalar tercih edilse hem zamanında daha seri ve kaliteli hizmet alacaklar hem de ülke ekonomisinin ivme kazanmasına zemin hazırlayacaklar” dedi. Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan diploma kiralama yönteminin Türkiye’de birçok sektörde olduğu bilgisini veren Turhan, “Mühendis çalıştırılması zorunlu olan sektörlerde maliyeti düşürmek için insanlar diploma kiralıyor, mühendisler işe hiç gelmiyor. Böyle giderse önümüzdeki dönemde yabancı firmalar, yerli asansörcüleri tamamen bitirecek. ABD’den bir firma geliyor, burada asansör servisini alıyor, bu ülke insanlarını çalıştırıyor. Kazandığı parayı ülkesine götürüyor, burada hiçbir şey bırakmıyor” açıklamasını yaptı.
Merih Asansör Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Atik; Asansör ithalatına ihtiyacımız yok
Merih Asansör’ün piyasa talepleri doğrultusunda ulusal ve uluslararası standartlara, yasa ve yönetmeliklere uygun ürün, proses ve ekipman tasarlayıp geliştirdiğini belirten Merih Asansör Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Atik, kaliteden ödün vermeden, yenilikçi ve alanında uzman kadrolarıyla Türkiye’nin en büyük kapasiteli otomatik asansör kapısı ve kabin üretimi yaptıklarını kaydetti. Merih Asansör’ün global bir marka olma yolunda hızla ilerlediğini söyleyen Atik, “Ürünlerimizi kendi markamızla 60 ülkeye ihraç ediyoruz. Başta Ortadoğu olmak üzere Avrupa, Asya, Afrika ve Rusya gibi dünyanın birçok noktasında varız. Özellikle son yıllarda ağırlıklı olarak Fransa, İtalya, Polonya ve Portekiz gibi ülkelere de ihracat yaparak Türk malını en iyi şekilde temsil ediyoruz” ifadesini kullandı. Türkiye’de üretilen asansörlerin Avrupa ülkelerine kıyasla çok daha iyi olduğunu, ancak asansör standartlarını Avrupa belirlediği için sıkıntı yaşandığını söyleyen Atik, “İlgili standartlar Avrupa’dan önce bizim ülkemizde yürürlüğe giriyor. Bu da beraberinde birçok sıkıntıyı getiriyor. Asansör üreticilerimiz 3 m/s ve üzerindeki hıza sahip asansörleri üretebilecek kapasiteye sahip. Bu sebeple Türkiye’de asansör sektörünün ithalata ihtiyacı yok” dedi.
Üreticilerin kalite standartlarını artırarak asansör sektörüne yön vermek için çalışmalarına devam ederken, karşılarına sıklıkla nitelikli eleman sıkıntısının çıktığını anlatan Atik, Merih Asansör olarak bu sorunu bir an önce gidermek adına Milli Eğitim Bakanlığı ile protokol imzaladıklarını belirtti. Atik, Merih Asansör’ün Ankara, Kayseri ve Eskişehir’de belirlenen meslek liselerinde asansör bakım ve montajı uygulama atölyeleri kurduğunu, nitelikli elemanları sektöre kazandırmayı hedeflediklerini anlattı. Ayrıca en kısa zamanda itfaiyecilerle de eğitim protokolü imzalamak istedikleri bilgisini paylaşan Atik, asansörde mahsur kalan insanları nasıl kurtarabileceklerine ilişkin eğitim vermeyi planladıklarını kaydetti.
Müteahhitler ürün ve hizmetin kalitesine bakmalı
Sektörün en temel sorununun yanlış rekabet stratejisi olduğuna işaret eden Atik, şöyle devam etti: “Hem üretici hem de montajcıların yarış içerisinde olduğu bugünlerde, satış sonrası hizmet ve ürün kalitesi önemini yitirdi. Daha fazla iş yapmaya odaklanan meslektaşlarım rekabette kaliteyi değil fiyatı öne çıkarıyor. Halbuki önemli olan firmaların ürün ve hizmet kalitesinden ödün vermeden piyasada varlığını sürdürebilmesi. Bu noktada son yıllarda artan konut ihtiyacı ve yürütülen konut yapımına istinaden müteahhitlere büyük sorumluluk düşüyor. Binalarda kullanacakları asansörleri seçerken fiyata değil, alınacak ürünün ve hizmetin niteliğine bakmalılar.” Yusuf Atik, “Daha fazla iş yapmaya odaklanan meslektaşlarım rekabette kaliteyi değil fiyatı öne çıkarıyor. Halbuki önemli olan firmaların ürün ve hizmet kalitesinden ödün vermeden piyasada varlığını sürdürebilmesi. Bu noktada son yıllarda artan konut ihtiyacı ve yürütülen konut yapımına istinaden müteahhitlere büyük sorumluluk düşüyor” diye konuştu.
Efor Asansör firma sahibi Taner Kanyon; Yükümlülükler AB’den önce ülkemizde yürürlüğe giriyor
Sektörün temel sorununun bürokratik hatalardan kaynaklandığını ve bu nedenle bir işe başlarken yol haritası çizilmediği için kargaşa yaşandığını açıklayan Efor Asansör firma sahibi Taner Kalyon, AB sürecini buna örnek olarak gösterdi. AB direktiflerinin tercüme edilerek yürürlüğe sokulduğunu söyleyen Kalyon, “Yayınlanan yönetmeliklerde direktiflerin dayanak ve genel kabuller kısımlarına yer verilmemesi, yönetmeliklerin anlaşılırlığını olumsuz etkilediği gibi mali olarak milli sektörümüzün ve ülkemizin çıkarlarına da olumsuz yansıyor. Bazı direktifler, birlik üyesi ülkelerde yürürlüğe girmeden önce daha uygulama örneklerini görmeden ülkemizde işlevsellik kazanıyor. Öte yandan AB sürecinde uyumlaştırılan standartlar ve mevzuatın çeviri hataları ise bir başka konu. İlgili kişiye çevirilerin hatalı olduğunu söylediğimizde ‘o zaman gel sen yap’ diyor” şeklinde konuştu.
Denetim yapanların yeterliliği de tartışma konusu
Asansörlerin büyük kısmının tehlikeli ve kullanılamaz olduğuna ilişkin denetim sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılmasına rağmen teknik bir hata yapıldığını vurgulayan Kalyon, şunları söyledi: “1960’ta yapılmış bir asansör de yeni yapılmış bir asansörle aynı kriterlere tabi tutuluyor. Bunun sonucunda da doğal olarak birçok asansör kırmızı etiket alıyor. Bir de denetim yapanların yeterlilikleri tartışma konusu. Bana göre sadece mühendis diploması denetim yapmak için yeterli olmamalı. TURKAK’ın akreditasyon rehberini gözden geçirerek Fransa örneğinde olduğu gibi işin mutfağından gelenlerin de denetim sürecinde yer almalarını sağlanması gerekiyor. Zaman zaman kazalar gündeme geliyor. Trafik kazalarında otomotiv sektörünü değil de yalnız kural ihlali yapan insanları suçluyorsak, aynı şekilde asansör kazalarını da tüm sektöre mal etmeden, sorumlularını bulmalıyız.”
Kaynak : www.dunya.com